"Cennette yaşayan yazmaz. Sessiz sedasız yaşayıp gider." diyordu bir edebiyatçımız. "Düşündüklerin ile yaşadıkların arasındaki fark" yazıyı doğurmaktaydı bir başkasına göre.

Yani "yaşayan" yazmaz, yani yaşayışı "hayat" ile uyumlu olan, dost olan, dostundan memnun olan, teorisi ile pratiği bir olan yazmaz.

Belki de tarih sahnesinde yerini almış ihtişamlı medeniyetimizin yazılı kültürünün zayıflığı bundandır.

Edit: Benimse yazacak ne çok şeyim var hayatımda.