Yolda gidiyoruz.. Seyahatlerimiz olur bizim sık sık. Bakıyorum dışarıya...
Abimle birbirimizi yerdik küçükken arabada, yolculuk ederken. Bizimkiler kızardı.. Çocuklar, dışarı bakınsanıza diye.. Neyse, bakıyorum işte dışarıya. Bir köy evi var. Küçücük. Muhtemelen tek göz. Tuvalet dışarıdadır çoğunlukla zaten ya. Düşünüyorum. Evin dışı koskoca tarla. Meyveler, sebzeler, hayvanlar. Ne yapsın ki adam evde. Evin içinde işi yok ki. Gece yatacak sadece. Ama bizim evlerimiz nasıl? Gittikçe dışarı çıkmamaya başlıyoruz. Çok rahat koltuklar, uzun uzun tüylü halılar, şömineler, plazma televizyonlar, ses sistemleri, otomatik makinalar, şunlar bunlar. Olmasın demiyorum ama.. Biz hapishanesini güzelleştiren mahkumlar gibiyiz. Hapishanemizi güzelleştirdikçe mahkumiyetimizin süresi artmakta.