...
Cemil Meriç’ten ne zaman bir şeyler yazarım diye düşünmekteydim, konuk sanatçım Cemil Meriç, alıntılar ise Bu Ülke adlı kitabından.. Sonra da kapatıyoruz, saygılar sevgiler..

“Diyalektik maddecilik: garip bir mefhum izdivacı. Diyalektik, bir davranış, bir gerçeğe bakış tarzı. Maddecilik, kalıplaşmış bir düşünce yani bir nass, ispat edilmesi gereken bir faraziye. İlim maddeci imiş. Ne münasebet! İlim gerçeği bölerek anlamaya çalışan, sınırlı olmaya mahkum bir tecessüs. Karanlık bir ormanda dolaştırılan çıra. Materyalizm veya idealizm gibi küstah ve bütüncü nazariyelerin tehlikeli dünyasına sokulmamalıdır ilim. Bence diyalektiği zedeleyen başlıca handikap, kuyruk sokumuna iliştirilen materyalist sıfatı. Diyalektik, daima tedirgin, daima uyanık bir şuur. “

“Çağdaş insan, insanın yarısı. Ona kudsiyetini ve bütünlüğünü kazandırmanın yolu murakabe. Bizi ne yalnız veli kurtarabilir, ne ihtilalci diyor Koestler. Kutuplar arasında ahenk kurulmadıkça, insanlığın istikbali tehlikelidir. Ve murakabenin mekteplerde ders olarak okutulmasını istiyor, jimnastik ve matematik gibi.”

“Yaratmak yabancılaşmaktır. Yaratılan bir başkası. Yaratmak yok olmaktır; ya yaşayacak, ya yaratacaksın. Ebediyet, hazin bir teselli mükafatı.”

“Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kağıda geçirmek istiyorsun; kağıda, yani ebediyete. Zavallı çocuk, bilmiyorsun ki ebediyet sümüklüböceğin izleri kadar aldatıcı.”...