Konuk yazarlar deplasmanda benden güzel futbol sergilemekteydi. Ama olsundu.. Bizim de üç beş okuduğumuz yazıdan orta yaparak kafa atma becerimiz vardı..

Doğan Aksan'ın bir kitabını okumaktaydım. Diyordu ki; Güney Afrika'da Zulu kabilesinde ayrı ayrı "beyaz inek", "kırmızı inek" sözcükleri bulunduğu halde "inek" kavramının bulunmadığı, sağ ve sol kolun ayrı adlarla anılmasına karşılık "kol" sözcüğünün olmadığı görülmüştür.

Yani var olan bir şeyi, ilkel toplumlar olduğu gibi tanımlamakta, gelişmiş toplumlar ise, soyutlamakta, sınıflandırmakta, genelleştirmekte.. Üzerine de genel tanımlar, sıfatlar, fiiller yüklemekte..

Toplum geliştikçe, gerçek hayattan kopulmakta galiba.. Gelişmek, gerçeği öldürmekten mi geçmekte? Var olan bir "şey"i başka şeylerle bir arada isimlendirip, onun birimselliğini ve varlığını sakatlamakta mıyız acaba?