Söyleniyordum ya kendi kendime.. “Sevmek tanımaktır.. Sevmek tanımaktır.. Tanımak çaba ister.. Tanımak için, sevilecek her şeyin birbirinden değişik özelliklerinin olduğunu fark etmek lazım. Bu değişikliklerin onu sevilmeye layık yaptığını bilmek lazım.”

Bu konuyu daha da detaylandırmak için, bloguma yeni bir entry yapmalıydım.. Astronomi ile ilgili bir kurgu yapacaktım. Kendi kendime konuşarak Gündoğdu meydanında deniz kıyısındaki bankların birine oturdum. Birden yanımda, biraz önce çiçeklerini öpüp kokladığım çingene çiçekçi kız bitiverdi.. Benim kendi kendime konuşmam dikkatini çekmiş..

Gülümsüyordu. “Sen garip, sıra dışı birisine benziyosun abi” dedi.. “Çingene misin yoksa?”. Otur demeden, bir ayağını altına almıştı bile.

“Çingene nasıl olur ki?” dedim.