Kardelen hercai menekşeyi görememişti bi önceki entryde.. Gelibolu’lu genç kız ise, seyrek dahi olsa görmekteydi sevdiği üsteğmeni.. Görmek de denmezdi ya.. Sadece, elindeki fener aracılığıyla, Dumlupınar denizaltısı ile boğaza girmekte olan nişanlısına onu sevdiğini göstermekteydi. Denizaltısının güverte kısmına çıkmış olan genç, kıyıdaki “seni seviyorum” mesajına yine feneriyle mukabele etmekte idi. Üsteğmen İsmail Türe’nin aşkı denizaltıcılar arasında efsane olmuştu..

Bu aşk hikayemizi de bütün görüşemeyen çiftler için söylüyoruz pardon yazıyoruz efendim :)..

4 Nisan 1953 Pazar sabahı.. Genç kızın fenerine bu sefer, 1. İnönü denizaltısının kaptanı cevap vermekte idi işaretle.. Kızın, nişanlısının denizaltısını göremediğini düşünmüştü çünkü.. Dumlupınar denizaltısı çoktan geçip gitmiş olmalıydı.. Üsteğmenin nişanlısına öğrettiği mors alfabesi, o gece Gelibolu’daki o evden son kez ışıldayacaktı..

"seni seviyorum"

- "ebediyete kadar"

Halbuki Dumlupınar denizaltısı boğazın sularına gömülmüştü bile.. Sunay Akın aracılığıyla bize ulaşmış olan üsteğmenin aşkı içimizi bursa da, Dumlupınar’la yapılan son konuşma gayri ihtiyari gözlerimizden yaşlar süzülmesine neden olmaktaydı..

- "vatan sağolsun"

Edit: İstek üzerine denizaltıda söylenen son şarkı.. Artık oksijeni idareli kullanmanın önemi kalmamıştı :(. AliKirca-AhBirAtesVer.mp3