Alamut. Bir kaya üzerinde bir kale. Altı bin ayak yükseklikte. Manzara olarak; Çıplak dağlar, unutulmuş göller, dik yarlar, dar boğazlar.

Elbruz dağlarının karları, ilkbahar olup da eridiği, ağaçları yerlerinden ettiği için "deli ırmak" diye adlandırılan Şah-Ru, hakimdir yöreye. Yaklaşanın vay haline, vay kıyılarında konaklamaya yeltenen orduya!

Amin Maalouf, "Semerkant"ında yazmış. Dikkat ettiniz mi? Şah-Ru ırmağı. Yani bir önceki öyküdeki Şahrud.. Peki Şahrud’un aşığı ırmak neydi? Seyduna.. Bu ad ise, adamlarının Hassan Sabbah’a taktıkları isim.. O zaman bu aşk öyküsünü, bir adamın bir ırmağa aşkı olarak da düşünenler olmuş.. Zaten ne demişti Maalouf, vay kıyılarında konaklamaya yeltenen orduya! Yani Şahrud’da Sabbah’ı sevmekte, onu korumakta..

Kimbilir, belki de yanınızdaki saksı çiçeği, sehpa üzerindeki akvaryumun sakinleri, pencerenizdeki güvercin de sizi sevmekte, siz üzülünce üzülmekte, sevinince sevinmekte, siz yorgun olunca size enerji vermeye çalışmakta, odaya sevmediğiniz biri girince o da gerilmekte.. Belki.. Üzerinizdeki kazak.. Raflardaki tabak..