Yerdeydi.. Düşmüştü sonunda. Sürekli kirli kana maruz kalmaktan maddi, manevi ağırlaşmıştı.. Ve tutunamamıştı.. Düşmüştü sırtından sevdiğinin. Ama.. Son anlarını da onu düşünerek geçirecekti inadına. İlk gördüğü anı.. Teninin tenine değdiği anı.. Evet, hayatının ilk ve son aşkıydı o. Sülüklerin kaderiydi zaten bu.. Tek aşk olabilirdi onlar için.. Ölümüne.

Tekrar hatıralarına daldı. Kemeraltı'nda tutsak edildiği şişeden onu görünce nasıl da heyecanlanmıştı.. Hele çantasına girdiğinde.. O güzel kadını da, kendini de yaratan güce binlerce kez teşekkür etmişti idrakınca. Ne güzel bir başlangıçtı..

Aslında, iyi şeyler vermekti niyeti. Onlarca farklı etki aktaracaktı sevdiğinin vücuduna, hayatına.. Ama nihayetinde o bir sülüktü.. Ne kadar sevilebilirdi ki? Bir ısırığı hatırlandı sonunda.. Ve sevdiğinin sürekli kirli kanına muhatap oldu o ısırığın ardından hiç ses etmeden.. Olsundu, dayanabildiği kadar içecekti, ses çıkarmayacaktı. Sevdiğinden gelen herşeye razıydı. Dayandı, dayandı -ama sabır göstermek manasına değildi dayanması-. Bir yerde bitti. Sülüğün kaderi, düşmekti.

Halbuki iyi şeyler vermekti niyeti. Doğası buydu.. Ama bunları düşünmek için, konuşmak için çok geçti.. "Lanet olsun"larla, "Bir daha mı"larla atıldı sokağa..

Gerçi, son nefesini verirken çok huzurluydu. Aradığı aşkı bulabilmişti kısa hayatında. Belki kimsenin önemsemediği, önemsemeyeceği.. Komik bulacağı.

Bir sülük aşkı.. Sülük kapasitesince bir aşk.

GökhanKırdar-ÜstümeBasıpGeçme.mp3